Çocukluk ve ergenlik döneminden itibaren hem akademik hem de sosyal yaşamı belirgin şekilde etkilediği görülen Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu belkide son on yılın en popüler ruhsal hastalık konularından biridir. Sıklıkla sınıf öğretmenlerinin gözlemlemesi ile farkedilen ve ders başarısında olumsuz değişimler izlenen çocukluk çağı hastalığı daha gündemde olsa da bu durum belli şekillerde erişkinlik yaşamında da kendini gösterir.
Yaş ilerledikçe tedavisiz bir süreç izlense dahi hiperkaktivite belirtileri büyük ölçüde azalır ancak dikkat eksikliği devam eder. Dolayısıyla bu durum erişkinlikte mesleki yaşamda ‘dalgınlık’ gibi görülebilen sıkça yapılan basit hatalar veya unutkanlıklar şeklinde kendini gösterebilir.
Akademik başarıyı etkileyebilen bir diğer durum çok daha sık görülen ve özellikle sınav öncesi ‘Başarabilecek miyim?’ ‘Ya başaramazsam?’ soruları temelinde kendini gösteren performans anksiyetesidir.
Sınav stresi olarak da söz edilebilen bu durum öğrencileri sınava hazırlık süreci boyunca etkileyerek umutsuzluk çaresizlik duygularının da eklenmesi ile hem istenilen başarının gösterilememesi hem de duygusal olarak hassasiyet incinebilirlik hislerini beraberinde getirerek uzun vadede kişilerin özgüven duygusunu zedeleyebilir. kişi veya ailesi tarafından farkedildiği takdirde mutlaka bir uzman yardımı almak oldukça önemlidir.