Danışanlarıma sorduğum ‘Evliliğinizde herhangi bir sorun var mı? ‘sorusuna ‘Aman doktor hanım sorunsuz evlilik mi olur’ yanıtını çok sık duyarım. Gerçekten de iki kişinin yaşamını birleştirmeye karar vermesinden itibaren ilk önce evlilik hazırlıkları aşamasında her iki ailenin ilişkiye dahil olmasıyla başlayan sonra iki ayrı insanın aynı çatı altında birbirlerinin karakterlerini zıtlıkları benzerlikleri aşırılıkları ve tüm diğer keskin kenar ve köşeleriyle kabullenmeye başlayıp biz olmaya doğru gittikleri yolda çok sayıda zorlanmayla karşılaşılır.
İlk önce iş stresi maddi zorlanmalar gibi yaşamın getirdiği güçlükler aşılmaya çalışılırken aileye yeni bir bireyin dahil olmasıyla güçlükler farklı bir boyuta taşınır. Ailenin minik göz bebeği getirdiği tarifsiz mutlulukla birlikte kadın ve erkeği anne ve babaya dönüşümü her birey için yaşamın farklı bir boyuta taşınması demektir. Görev ve sorumlulukların paylaşımı değişebilir. Gelecek planlamaları ve yatırımlar gözden geçirilir. Küçük misafir büyüdükçe bu planlar gözden geçirilir. Tüm bu süreçlerde hem birey olarak kendi kimliğini koruyup varoluşsal meselelerini kendi içinde çözümleyebilmek hem de ailede kendisinden beklenileni yeterli ölçüde gerçekleştirebilmek belkide ‘Mutlu bir yuva’ ya sahip olmanın ön koşuludur.
Elbette yaşamın içinde kişileri etkileyen farklı zorluklar aile içinde iletişim problemlerini de beraberinde getirir. Fiziksel veya ruhsal kronik hastalıklar, alkol ve madde kullanımları, geçirilmiş tramva öyküsü, evlat edinme/edinilme, üvey çocuk/ebeveyn olma durumları aile veya eş terapisine ihtiyaç duyulan durumların başında sayılabilir.